Yüklenirken Lütfen Bekleyiniz...

LERNER ŞARTI NEDİR?


Döviz kurundaki değişmelerin ödemeler bilânçosu üzerindeki etkilerile ilgilidir, ilk defa A. Marshall tarafından belirtilmiş olduğundan, bu şarta Marshall - Lerner Şartı da denilmektedir. Abba Lerner'e göre. ekonomi bir işsizlik durumu ile karşılaştığında, ücretler ve dolayısile maliyetler düşer. Maliyetlerdeki bu düşme fiyatlara yansırsa, yâni fiyatlarda bjr düşme sonucu yaratırsa, ihracat artacak ve ithalât azalacaktır: çünkü, bîr işsizlik durumunda gelirler azaldığından nispî olarak pahalı hale gelen ithal malları yerine yerli mallar ikame edilecek, ihraç mallan (maliyet düşüşleri sebebile) ucuzlayacaktır. Bununla beraber, Lerner'e göre bu durum ithalâtın ihracattan büyük olması (ithalât fazlası) halini değiştirmeyebilir. İhracatın artması ve ithalâtın azalması durumunda bile, ithalât fazlasının ortadan kalkmayabileceğim Lerner şöyle açıklamaktadır: Bu fazla, malların fiziksel miktarları ile değil, değerleri ile ilgilidir. Düşük fiyatlarda yabancıların satınaldıkları ihraç mallarının (onların ithalâtının) miktarı artar, fakat, miktardaki bu artış, fiyattaki düşmeden daha büyük bir oranda olmadıkça, ihracatın değeri artmaz (ihracat değeri = ihracat miktarı X ihracat fiyatı olduğu hatırlanmalıdır. Fiyat % 10 düşse, miktar % 10 artsa - yâni, ihraç mallarının dış talep elâstikliği birime eşit olsa - değerin değişmeyeceği açıktır). Diğer bir söyleyişle, ihraç mallarının dış talep elâstikliği birimden büyük değilse, ihracatın değeri artmaz, ihraç mallarının dış talep elâstikliği birimden küçükse, ihracatın değeri azalır, ithalât fazlası daha da büyür. Buna rağmen, durufn ithalâttaki azalma ile yine de kurtarılabilir. Bununla beraber, ithal malları talebi çok inelâstikse, ithalâttaki azalma ihracatın değerindeki azalmaya ayak uydurmaya yeterli olmayabilir. İthal malları talebinin elâstikliği sıfırdan büyükse, ihraç malları talep elâstikliğinin birimden küçük olma derecesine göre, yukarıda sözü geçen iki etki birbirini masseder ve iç fiyatlardaki düşme ithalât fazlasını etkilemez, ithal malları talep elâstikliği bundan daha küçükse. iç fiyatlardaki düşme ithalât fazlasını arttırır. İthal malları talep elâstikliğinin sıfırın üstünde olduğu kadar, ihraç malları talep elâstikliğinin birimin altında bulunduğu kritik miktarda adı geçen iki elâstikliğin toplamı birime eşittir. Bu toplam birimden büyükse, fiyat seviyesindeki bir düşme ithalât bakiyesini düzeltir; toplam birime eşitse, ithalât fazlası etkilenmez; toplam birimden küçükse, ithalât fazlası artar. İhraç mallarının dış talep elâstikliğin» (yâni ithal eden ülkedeki talep elâstikliğini) Ed: ithal malları talebinin elâstikliğini Ei ithalât fazlasını, lj; fiyat seviyesini P ile gösterelim. Buna göre, lerner'in görüşünü aşağıdaki şekilde özetleyebiliriz : P düştüğü zaman, Ed ˃1 değilse, ihracat değeri artmaz; Ed ˂1 ise ihracatın değeri azalır, lf, büyür. Bu durumda Ei "inelâstikse. li de önemli bir azalma ortaya çıkmayabilir. Ei>0 ise, Ed<1 olma derecesine göre, P deki düşme lt yi etkilemeyebilir. Ei<0 ise, P deki düşme lf yi artırır. Ed+Eı>1 ise, P deki düşme lf, yi azaltır; Ed+Et=1 ise, P deki düşme lf yi etkilemez; Ed+Ei<1 ise, P deki azalma lf yi artırır. Lerner yukarıda özetlediğimiz iddiasını devalüasyona da uygulamaktadır. Döviz kurundaki bir değişmenin parasının değeri düşen ülkenin Ödemeler bilânçosu üzerinde lehte, parasının değeri yükselen ülkenin ödemeler bilânçosu üzerinde aleyhte bir etki göstermesine G. Haberler tnormal etki» demektedir. Lerner. bu «normal etkinin işiiyebiimesi için bir şart ortaya koymuştur. Başta da belirttiğimiz gibi, bu şarta Marshall-Lerner Şartı veya sadece Lerner Şartı denilmektedir. Lerner şartı şudur: Devalüasyonun anormal etkisini gösterebilmesi için. ithal mallarının iç talep elâstikiği ite. ihraç mallarının dış talep elâstikliği toplamı birimden büyük (Ed+Ei>1) olmalıdır. Bu toplam birime eşitse (Ed+Ei=1) döviz kurundaki değişme ödemeler bilânçosunu etkilemez. Toplam birimden küçükse (Ed+Ei<1). ödemeler bilânçosu üzerindeki etki aleyhte olacak ve mili? paranın değerinin düşürülmesi değil, yükseltilmesi öğütlenecektir. Lemer şartını bir formülle ifade etmek istersek. dB = k. ld ( Ed + Ei — 1 ) şeklinde yazabililiriz. Burada, dB ticaret bilânçosundaki değişmeyi; k, devalüasyon nispetini (veya yüzdesini); ld, ihracatın yabancı parayla ifade edilen değerini; Ed, devalüasyona giden ülkenin ithal malları talep elâstikliğini; Ei dış âlemin (veya iki ülkeli bir modelde devalüasyon yapmayan ülkenin) ihraç mallarına olan talebin elâstikliğini göstermektedir. Yukarıdaki formülden, bir ülkenin ticaret bilânçosunun devalüasyon yoluyla gelişebilmesi' için, iki kritik elâstikliğin toplamının birimden büyük olması gerektiğini görmek kolaydır. Formülde belirtilen Marshall - Leıner Şartı'nın bazı aşırı basitleştirmelere dayandığını söylemeliyiz. Birincisi formüldeki ithal ve ihraç mallarının arz elâstikliklerinin büyük oldukları (sonsuza yaklaştıkları); ikincisi, devalüasyon yapıldığı zaman ticaret bilânçosunun dengede olduğu varsayılmıştır. Birinci varsayım, üretim kapasitesinin tam olarak kullanıldığı resesyon:dönemlerinde doğru olabilir ve böyle zamanlarda arzı kolaylıkla arttırmak mümkündür. Ekonominin tam istihdamda bulunduğu bir dönemde gerçeğe yakın bir yaklaşım olması şüphelidir. Başlangıçta ithalât fazlası çok büyükse (dengesizlik varsa). Ed+Ei>1 olsa bile, mili parayla ifade edilen ithalât, daha önce de belirttiğimiz gibi. ihracattan daha fazla artacaktır. Bununla beraber, bu varsayımlar Lerner Şartı'nın özünü geçersiz kılacak nitelikte değillerdir. Bu nokta ile ilgili olarak. Lerner Şartı'nın A. Hirschman tarafından yapılan değişik bir yorumuna da işaret edelim. Hirschman'ın yorumu. Lerner'in ithal ve ihraç mallarının arz elâstikliklerinin sonsuza yaklaşık olduğu, yâni bu malların sabit maliyetlerle arzedildiği varsayımının gereksizliğini ortaya koymaktadır. ithal ve ihraç mallarının talep elâstikliklerinin toplamı yerine, yabancı paranın (iç) talep elâstikliği ile millî paranın (dış) talep elâstikliğinin toplamı göz önüne alınabilir. Bu durumda Lerner Şartı şöyle yazılabilir: ETL + E ˃ 1 Burada, dolarla ifade edilen Türk lirası talebi. Türk lirası karşılığında dolar arzını göstermektedir. Aynı şekilde, dolar talebi de TL arzını gösterir. Diğer bir söyleyişle, dolar arz eğrisi TL'nın talep eğrisinden; Türk lirasının talep eğrisi de dolar talep eğrisinden elde edilebilir. Lerner ithal mallarının (iç) talep elâstikliği ile ihraç mallarının (dış) talep elâstikliğinin toplamının birimden büyük olması gerektiğini söylerken şöyle bir mantık izlemektedir: İhraç mallarının dış talep elâstikliği birime eşitse (Ed = 1 ise), ihjacat miktarı fiyattaki azalma ile aynı oranda artar ve ihracat değeri değişmez, ihraç mallarının dış talep elâstikliği birimden küçükse (Ed<1 ise) meselâ 1/3 ise, satın- alınan miktar, sadece fiyattaki düşme kadar (sadece 1/3) artacak ve ihracatın toplam değeri düşecektir. ihraç malları fiyatının yüzde 3 düştüğünü düşünelim. Bu durum ihracatta yüzde 1 bir artışa sebep olacak, fakat toplam ihracat değeri yüzde 2 düşecektir. Şimdi ithal malları talep elâstikliğinin 2/3 olduğunu (yâni, iki elâstikliğin toplamının birime eşit olduğunu) düşünelim. Bu durumda, gelirdeki ve iç fiyatlardaki yüzde 3 bir azalma ithal mallarındaki yüzde 3 bir artışa denk olacak, satınalınan miktardaki bir azalmaya ve bunun değerinde yüzde 2 bir düşmeye yol açacaktır. İthalât ve ihracatın değerleri birlikte değişecek, ithalât fazlası değişmeyecektir, iki elâstikliğin toplamı birimden küçükse, ithalât fazlasında aleyhte bir gelişme olacaktır. Devalüasyon İthal mallarının fiyatında bir artışa sebep olacaktır. Bu fiyat artışının etkisi de, yukarıda belirtildiği gibi, ithal mallarının talep elâstikliğihe bağlı olacaktır. Bu elâstiktik büyüdükçe ithalât miktarındaki azalma da daha fazla olacaktır. Şüphesiz ki, ithalâtın talep elâstikliğinin değeri, devalüasyona giden ülkenin hangi tür malları ithal ettiğine bağlıdır. Bu ülke, esas itibarı ile, zorunlu" ihtiyaç maddeleri, ham maddeler, sanayi için gerekli olan girdiler İthal ediyorsa, ithal mallarının talep elâstikliği çok düşük olabilir. Bu gibi durumlarda döviz kurunun ayarlanması etkin bir araç değildir. Bazı az gelişmiş ülkeler ve ithal ikamesi (veya ithalâta rakip) endüstrilere sahip olan ülkelerde durum budur. Sanayi ülkelerinin çoğunda ithalât elâstikliğinin oldukça yüksek olması umulabilir. Döviz kurunun ayarlanmasının ihracatı ne miktarda arttıracağı, bu anaiize göre, bu ülkenin ihracatçılarının karşılaştıkları talep elâstik liğine bağlıdır. Bu da, geniş ölçüde, gene ihraç mallarının türüne ve piyasa şartlarına bağlı olacaktır. İhracat ham maddelerden meydana geliyorsa ve söz konusu olan ülke bu malların arzında tekelci durumunda ise (veya piyasanın büyük bir kısmını elinde tutuyorsa) ihraç mallarına olan dış talebin elâstikliği düşük olabilir. Aksine. diğer sanayi ülkelerinin ürettiği ürünlere rakip olan mallar ihraç ediyorsa, söz konusu elâstiklik muhtemelen yüksek olacaktır. Elâstikliklerin ölçülmesile ilgili ampirik araştırmalar (meselâ, Hinshaw ve Adler'in araştırmaları) talep elâstikliklerinin çok düşük değerlere sahip olduğunu göstermiştir (1 civarında veya 1'den küçük). Bu incelemeler üzerindeki tartışmalar, biri iyimser, diğeri karamsdr olmak üzere iki ekolün doğmasına sebep olmuştur, iktisatçıların çoğu, bu gün söz konusu olan elâstikliklerin oldukça yüksek (hiç değilse birimden büyük) oldukları görüşündedirler. Lemer Şartının ışığı altında, döviz kuru değişmeleri ile elâstiklikler arasındaki ilişkileri özetlemiş bulunuyoruz. Konumuz devalüasyonu başlı başına ele almak olmadığından sadece elâstiklikler üzerinde durduk. Lerner Şartına ve dolayısı ile elâstiklikler yaklaşımına yöneltilebilecek olan diğer (yukarıda açıkladığımız varsayımlarına yöneltilen eleştirilerden ayrı olarak) eleştirilere, de kısaca değineceğiz. Lerner'in yaklaşımı olduğu gibi kabul edilebilecek bir nitelikte değildir. Bazı karanlık noktalar ve hatalara sahiptir, önce, Lerner ne tür bir elâstiklikten söz ettiğini açıkça belirtmemiştir. Gelir elâstikliği mi yoksa fiyat elâstikliği mi söz konusudur? Ayrıca, gelirdeki bir düşmenin ithal malları fiyatlarındaki bir yükselme ile aynı etkilere sahip olması zorunlu değildir. Birincide, sadece gelir etkileri, ikincide, fiyat ve gelir etkilerinin ikisi birden söz konusudur. Arz ye talep elâstiklikleri geleneksel olarak, ceteris paribus tanımlanmışlardır. Diğer bir söyleyişle, diğer fiyatlar ve gelirlerin sabit oldukları düşünülmüştür. Döviz kuru değişince diğer fiyatların ve gelirlerin de değişeceği düşünülmelidir. Bu bakımdan, kısmi elâstikliklere dayanarak yapılan analizler kolaylıkla yanıltıcı sonuçlar verebilir. Bilmek istediğimiz toplam elâstikliklerin değeridir. Yâni, döviz kuru değişmelerinin içerdiği bütün etkenler değiştiği zaman bir elâstikliğin değeridir. Bununla beraber, bu gibi elâstikliklerin değerini önceden bilmek imkânsız olduğundan toplam elâstiklik (her şeyin değişmesinin muhtemel olduğu bir ortamda, fiyat değişmelerinin miktarları nasıl etkilediğini ölçen bir elâstiklik) kullanışlı bir kavram değildir: Ayrıca, fiilî ithal ve ihraç malları listesinin her zaman için veri olarak kabulüne imkân yoktur. Bu. hiç değilse uzun döriemde, datum olmaktan çıkar, bir değişken olur. Bundan başka, ihraç mallarının ihraç eden ülke içinde de tüketilebileceği düşünülmemiştir. Bazılarına göre (meselâ, J. Robinson) elâstikliklere dayanan yaklaşım, pür dış ticaret teorisinde ortaya çıkmış olan ana gelişmeleri ihmal etmektedir. V. Morgan, ayarlama sürecinin tam açıklamasını yapabilmek için. mal piyasalarının da ötesine, faktör piyasalarına inerek. Ohlin'gil bir analiz türünü izlememiz gerektiğini söylemektedir. Bizce, bu analizin eleştirilebilecek en önemli yanı, ekonominin uluslararası ticareti ilgilendiren bütün genel şartlarını ve ekonominin genel dengesini bir tarafa bırakarak, döviz piyasasına ve elâstikliklere ağırlık vermesidir. Tek bir değişkenin ödemeler bilânçosundaki değişmeleri açıklayamıyacağı açıktır.
Almancası : Lerner-Bedingung.
İngilizcesi : Lerner condition.
(Bk; dövalüasyon).