| İngiliz iktisatçısıdır. Klasik Ekolün büyük simalarındandır; ilk Cambridge iktisatçısıdır. Liberaldir. Ricardo ile beraber Kötümser iktisatçılar akımını temsil etmiştir. Bir nüfus teorisi kurmuştur. Ekonomiye kısa dönem tahlil türünü, fiyat örgütlerinde marjinal alıcı etkisini, ve fiili talep kavramını sokmuştur. Aşırı tasarrufun sakıncaları üzerinde durmuştur. İngilizlerin dahi yadırgadıkları soyadı, Malthouse kelimesinden gelmedir. Robert Malthus, birçok kuşaklar boyunca din adamları yetiştirmiş bir ailedendir. Babası Daniel Malthus varlıklı ingilizlerin yaldızlı geleneksel yaşayış tarzına düşkündü. Oxford Üniversitesine devam etmiş bulunmakla beraber, diplomasızdı. Zevki için çok seyahat etmişti. Fikir hareketlerini izlemeğe meraklı idi. Çağına göre, ileri zihniyetli idi. İmzasız yayımlanmış yazıları vardı. David Hume ve Jean-Jacques Rousseau'nun bir defa misafir gelip kaldıkları güzel bir evi vardı. Rousseau'nun hayranlarındandı. Emile'i (Jean-Jacques Rousseau) örnek tutarak bir evlad yetiştirmeyi arzulamaktaydı. Ve dilediği gibi yetiştirdiği oğlunun adı, Thomas Robert Malthus'tür. Robert Malthus, 1766 da doğmuştur. Babası eğitimile bizzat uğraştığı gibi, ayrıca Richard Graves ile Gilbert Wakefield'i hoca olarak tutmuştur. Fransız ihtilaline sempatisini gizlemediği için hapise atılan Wakefield’ın öğretim görevlisi olduğu Cambridge Üniversitesindeki Jesus Kolejine kaydettirmiştir. Robert Malthus iyi bir tahsil yapmış ve 1793 de Cambridge'de bir fellovvship elde etmiştir. Aynı zamanda, babasının oturduğu yer civarında bir dini görev almıştır. 1796 dan sonraki birkaç yıl esnasında vaktini üniversite ile dini görevi arasında bölmüştür. Peltek olmakla beraber dershanelerde, salonlarda ve kulüplerdeki konuşmaları daima ilgi uyandırmıştır. Buna karşılık, din adamı olarak etki uyandırdığına dair bir kayıt yoktur. Uzun boylu, zayıf, aristokrat tavırlı idi. Hayatın yaşanılan an olduğunu ve ilerisini Tanrı takdirine bırakmak gerektiğini söylerdi. İlk eserinin adı Kriz'dir. Alt başlık olarak Bir Anayasa taraftarının Büyük Britanyadaki Son ilgi Uyandırıcı Duruma dair Görüşü ibaresini koymuştur. Başbakan William Pitt”i eleştirdiğinden, bu eserini basacak bir kitapçı bulamamıştır. Kitap metninde, nüfus artışını refah ve mutluluk belirtisi olarak tanımlayan bir din adamının fikirlerini çürütmeğe çalışmıştır. Nüfusun bugünkü milli saadete Karlne teşkil etmiyeceğini, ancak geçirilmiş günlere ait saadet anlarile ilgili sayılabileceğini ileri sürmüştür. 1798 de, nüfus teorisini izah ettiği Essay on the Principle of Population'u bastırmıştır. Nüfus teorisinin ilhamı nereden gelmiştir? Malthus'ün babası, dünyanın terakki yolunda eşsiz bir refaha doğru ilerlediğini tekrarlamak alışkanlığında idi. Condorcet'nin fikirlerini fırsat buldukça oğluna naklederdi. İnsanlığın akıl ve anlayış sayesinde sonsuz gelişmeye ulaşacağını söyleyen Godwin'in görüşünü de savunurdu. Robert Malthus, babasını dinlerken, Franklin'in Doğu Amerika kıyılarındaki nüfus artışına ait gözlemlerini. Adam Smith'in tahlillerini ve Turgot' nun Azalan Randımanlar Kanununu düşünürdü. Robert Malthus'un kitabının ilk baskısında görüşlerini kesin bir ifade ile anlatmıştı. Nüfusun geometrik bir dizi ve üretimin aritmetik bir dizi izleyerek artacağını ve dünyanın üzerindekjleri besliyemiyeceği bir gün geleceğini ileri sürmüştü. Sonraki baskılara ilk ifadelerini hafifletici pasajlar koymuş ve sefaletin, kötü huyların ve imsakin nüfus patlamasını frenliyebileceğine işaret etmiştir. Ona göre: “mülkiyetin paylaşılmış olduğu bir dünyada doğacak her çocuk, yaşamasına lüzumlu imkanları ailesinden temin edemezse veya alın teri dökerek kazanamazsa, hayat hakkına sahip olamazdı. O, dünyada bir fazlalık teşkil edebilirdi. Onun doğa sofrasında yeri yok demekti. Doğa, böyle kimselerin yok olmalarını emredebilirdi”. Sefalet fazla doğumların sonucu olduğuna göre, halkın çok çocuk yapmaktan çekinmesi lazımdı. İhsanlar iradelerini kullanarak nüfusu üretim olanaklarına göre ayarlamazlarsa, doğa kendiliğinden bir zalim hal çaresi bulacaktı. Malthus'ün aşırı nüfusla ilgili sakıncalara ait görüşleri, bir yenilik değildi. Aynı endişeleri kapalı bir ihtiyatlı üslûpla belirtmiş başka yazarlar da vardı. Malthus'ün başarısı, yeni bir fikir bulmasından değil, bu fikri cesaretle ve pek çok kimseleri düşünmeye sevkedecek kuvvetle ortaya atmasındandır. Nüfus teorisi, Malthus'ün adını dünyaya tanıtmıştır. Teori hakkında şiddetli tenkitler yapılmıştır. Ancak yapılan eleştiriler, teorinin topladığı ilgiye zarar vermemiştir. Malthus, teorisini ortaya attıktan sonra, yeni deliller bulmak üzere uzun bir seyyahate çıkmıştır. Sonraki baskılarda metin değişiklikleri yapmakla beraber, ana fikirlerini sonuna kadar muhafaza etmiştir. Essay on Population aynı zamanda Cambridge'in öğrenim sisteminde sessiz bir devrim teşkil etmiştir. Bu eserle üniversitenin geleneksel Rasyonalizm zihniyeti yanında ampirik gözlemlere ve tümevarım metoduna yer veren yeni bir tahlil yöntemi yer almıştır. Malthus, tasarrufun rolünü Adam Smith'ten farklı bir açıdan görmüştür. Bu konuda. Adam Smith'ten niçin ayrıldığını şöyle anlatmıştır: “Adam Smith; sermayenin tasarrufla çoğalacağını ve tasarruf eden her ferdin topluma faydalı bir eylemde bulunmuş olacağını söylemiştir. Bu fikrin kayıtsız şartsız doğru sayılamıyacağı aşikardır. Tasarrufta aşırılık, üretim saikini zayıflatabilir. Çünkü üretim, satmak için yapılır. Herkes açlıktan ölmiyecek kadar yerse, en ucuz kumaşla ancak örtünecek kadar giyinirse ve en basit meskenlerde barınırsa; üretimi arttırmak ve herşeyin daha iyisini yapmağa çalışmak için sebep kalmaz. Refahın şartı, yalnız üretimin değil, tüketimin de çoğalmasıdır”. 1800 de Gıda Maddelerindeki Pahalılık Nedenleri Üzerinde Araştırma başlıklı imzasız bir broşür çıkarmıştır. Bu broşürde fiili talep kavramına dayanarak kısa dönemli tahliller yapmıştır. Tahlil sistemi ve fiyat mekanizması hakkındaki görüşleri, Ricardonunkinden farklı bir yönde gelişmiştir. Malthus, fiyatı fiili talebin tayin ettiğini düşünmüştür. Ricardo ise, bu fikri benimsememiş ve maliyet ile para hacminin fiyat seviyesini etkileyeceğini belirtmiştir. Malthus'ün fiyat mekanizmasına ilişkin tahlil türünü yüzeysel bulmuştur. Fakat Malthus'ün fiyat teorisine katılmadığı halde, toprak rantını incelerken marjinal birimleri kendisi de kullanmıştır. Malthus, fiyat mekanizmasında marjinal alıcının rolünü belirtmeğe önem vermiştir. Demiştir ki; “Bir malı elli kişinin muhakkak surette almak istediklerini farzedelim. Fakat piyasada bu maldan yalnız kırk tane bulunsun”. “Elli kişiden 39 tanesi, bu mala iki şilinden yüksek bedel ödeyebilir kişilerse.. Kırkıncı iki şilin verebiliyorsa.. Ve geri kalan on kişi, iki şiline bu malı alamıyacak durumda iseler..” “Malın satış fiyatı, kırkıncı müşterinin fiili talebine göre takarrür edecektir. Bütün malın satılmasını temin edecek mübadele fiyatı, iki şilin olacaktır”. “Böyle bir durumda, fakirlere yardım edildiğini yahut ücretlere zam yapıldığını göz önüne getirelim Diyelim ki, az kazançlı on kişiye ikişer şilinlik ödeme yapmak imkanı sağlanmıştır”. “Ne olacaktır?” “Zenginin iki şilini ile fakirin iki şilini arasında bir fark yoktur. Kırk adet mal, herbiri ikişer şilin ödeyebilecek elli kişi tarafından talep edilecektir”. “Ve ister istemez, fiyat yükselecektir”. On Dokuzuncu Yüzyıla girilirken ingilteredeki pahalılığın (tam rekabetin varsayıldığt bir durumda) nedenini izah eden bu metin, Malthus'ün en açık ve güzel yazıları arasındadır. Ücret konusunda da, Ricardo'ûan ayrılmıştır. Ricardo, ücretleri en az geçim seviyesine iten bir baskı bulunduğunu isbata çalışıyordu. Ücretlerin bu seviye civarında dalgalanacağını düşünüyordu. Malthus ise, ücretlerin esnek olmadığına işaret etmiştir. “Çok sayıda işçi uzun süre açıkta kalmaksızın” ücretlerde bir düşme kaydedilmeyeceğine işaret etmiştir. Ayrıca harcamalar israf karakteri taşısa bile bazan faydalı olabileceğine inanmıştır. Kısır istihlak yahut unproductive consumption dediği olayın kapitali ve emeği işler durumda tutmağa yarayabileceği haller bulunduğunu belirtmiştir. Hayatının sonuna kadar, Ricardo ile sürekli bir dostluk kurmuştur. Doğu Hindistan Kumpanyasına personel yetiştiren Haileybury'e profesör olmuştur. Principle of Political Economy'ye 1820 de son şeklini vermiş ve 1827 de Definitions of Political Economy'yi çıkarmıştır. Malthus ile Ricardo'nun birleştikleri nokta, her ikisinin de kötümserlikleridir. Malthus kısa dönem tahlillere önem vermekle beraber, uzun vadeli perspektifte dünyanın üzerindekileri besleyememek ihtimalinden bahsetmekte idi. Ricardo'nun kötümserliği ise. Rant Kanununun sonucu idi. İlim sahasında Ricardo soyut ve a priori bir teorici idi. Malthus ise, sezgiye ve gözlemlere dayanarak tümevarım metodile fikirlerini işliyordu. Ricardo, aralarındaki uçurumu şu cümlelerle anlatmıştı : “Piyasadaki ani ve geçici hareketlere fazla önem veriyorsunuz. Halbuki ben, geçici olayları bir kenara bırakıyorum. Dikkatimi sürekli karakter taşıyan iktisadi etkenler üzerinde topluyorum”. “Siz, kısa dönem olaylarile uğraşıyorsunuz. Ben, kısa dönemin bu derece önem taşıyabileceğine inanmıyorum”. Gerçek hayatta Malthus bir ileri fikirli din adamı havasında görünüyordu. Ricardo ise, para meselelerini daima kısa dönem açısından değerlendiren, sezgilerine uyan, pratik ve ampirik bir borsacı idi. Teorici olarak taşıdığı hüviyet, iş adamı olarak davranışlarının tam karşıtı idi. Kısa dönemli spekülasyonlardan büyük servet toplamış ve bu arada Malthus'e de azımsanmıyacak bir servet kazandırmıştı. Malthus, 1834 de ölmüştür. Ancak nüfus meseleleri ile ilgili teorisinin yankıları, günümüze kadar devam etmiştir. (Bk; Ricardo, Malthus'ün Nüfus Teorisi, efektif talep. Kötümser Akım).
| |||