Fiziki şehir planlamasının bir sonucu olarak ortaya çıkmıştır. Bu tür bölgesel planlama, planlama amaçları yönünden belediye sınırlarının sun'iliğinin çok önceleri anlaşılmış, plancılar ve idareciler tarafından tavsiye edilmiş olmasına rağmen, ancak yakın zamanlarda uygulama alanı bulabilmiştir.
Planlama amaçları bakımından anlamlı olan sınırlar, siyasi nitelikte olan belediye ve il sınırları değil, mekana ve diğer hususlara ait faktörleri de göz önüne alarak çizilmiş sınırlardır. Mesela, ulaştırma planlaması il sınırlarında veya belediye sınırlarında sona ermez; hava kirlenmesi ve sisle mücadele tek bir belediyenin sınırları içinde planlanamaz.
Bundan başka, büyük şehirler, zamanımızda, genelleştirilmiş mahalli hükümet kalıplarına uymamaktadırlar. Bunlar, sosyal ve iktisadi bakımdan kendi siyasi sınırlarının ötesine taşmışlar, kendilerini çevreleyen kazalara göre birer metropoliten merkez haline gelmişlerdir.
Sosyal, iktisadi ve politik yapıları göz önüne almadan, sadece fiziksel çevreye önem veren master planların başarısızlığı plancılığı sosyal ve iktisadi hedefleri gerçekleştirme amacına yöneltmiştir. Bu sosyal ve iktisadi hedefler de, birçok hallerde, siyasi sınırlarraşar. Bu bakımdan, planlamaya daha geniş bir ölçek kazandırmak zorunluluğu ortaya çıkmaktadır. Bununla beraber, buradan metropoliten planlamada master planların kullanılmadığı anlamı çıkarılmamalıdır. Sondaki hedef sosyal ve iktisadi bakımdan “daha iyi” bir duruma ulaşmak olmakla beraber, kullanılan araçlar çok defa fiziki projelerle sınırlıdır. Çok amaçlı bölgesel planlama geniş bir coğrafi bölge içinde kalan bir kaç topluluğu içine alabilir.
Bu anlatılanlara rağmen, metropoliten - bölgesel planlama da master planlar gibi sınırlı bir başarıya ulaşabilmiştir. Bunun başlıca sebepleri arasında, böyle bir planlamanın uygulanabilmesi için muhtelif kanunların mevcut bir otoriteden vazgeçmeyi zorunlu kılması; ayrı ayrı işleyecek şekilde organize edilmiş olan faaliyetlerin entegrasyonundaki güçlükler; ve farklı mahalli çıkarların varlığı sayılabilir. Gerçekten, belediye ve kaza planlarını koordine eden bazı kamusal kuruluşlar ve özel kuruluşlar, hem daha uzun ömürlü ve hem de daha başarılı olmuşlardır. Gönüllü işbirliği olan hallerde başarı sağlanabilmiştir. Kazaların mevzuatları, özel otoriteleri ve çıkarları arasında çatışma bulunan durumlarda uygulama başarısız olmuştur.
A.B.D. nde metropoliten planlama çabalarının sebebi, şehir ve şehir civarını içine alan planlama kurumlarının yerine geçmek değil, onlara daha geniş bir ölçek kazandırmak olmuştur. 1920 lerde bu çabalar geniş ölçüde gönüllü ve ihtiyari idi. Özel New York Bölgesel Plan Teşkilatı bunların başta gelenlerinden biriydi ve çalışmaları çok etkili olmuştu. 1940 larda bir çok metropoliten planlama kurumları kuruldu. Bunlar tamamen istişari idiler ve tavsiyelerini kabul ettirecek otoriteleri yoktu. 1960 lara kadar A.B.D.n- de geniş ölçüde etkili bir metropoliten planlama uygulamasına rastlamıyoruz. Planlama kurumları sadece şehir ve şehir civarının kararlarında değil, aynı zamanda, daha büyük kamu kuruluşlarının (limanlar, hava alanları, kara yolları gibi) kararlarında da pek az seslerini duyurabilmişlerdir.
Aynı dönem içinde, Avrupa ülkelerinde de metropoliten planlama çözümlerine doğru bir eğilim belirmiştir. İngiltere, İskandinavya, Almanya (Ruhr) ve Hollanda'da bazı ilerlemeler kaydedilmiştir. 1950 lerde Toronto'da planlama fonksiyonuna sahip olan bir metropoliten hükümet kurulmuştur.
Asya'da da İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra ortaya çıkan endüstriyel ekonomiler Batı örneklerine dayanarak şehirler meydana getirmişlerdir. Bunlarda da siyasi ve iktisadi problemlerin çokluğu gibi sebeplerle, başarılı bir çevre planlaması uygulanamamıştır.
Türkiye'de, şehirlerde Anayasa'nın 41 ve 116. maddelerine göre, “milli ihtiyaç” (toplum yararı) ve “müşterek mahalli ihtiyaç” ayırımın uygun bir planlamanın yapılması öngörülmektedir. Bu sebeple, “Pilot proje” niteliğinde “il Planlaması” çalışmalarına başlanmıştır. 1971 yılında, Van, Elazığ. Samsun, Zonguldak ve izmir şehirleri “pilot proje” alanı olarak seçilmişlerdir. Bundan başka, bölge gelişme merkezleri metropoliten planlama açısından ele alınmış ve istanbul, Ankara, İzmir, Bursa “nazım plan” büroları kurulmuştur.
Bugün Türkiye'de metropoliten planlama çalışmalarının ancak oluşma safhasında bulunduğu söylenilebilir.
Almancası : metropolitische Planung.
Fransızcası : planification métropolitaine.
İngilizcesi : metropolitan planning.
(Bk; master plan, plan, bölgesel planlama).