Sosyolojinin kurucusu ve isim babası olan Auguste Comte, «Pozitif Felsefe Dersleri» adlı eserinde insanlık tarihinin birbirini takip eden üç çağı idrak ettiğini ileri sürmekte ve pozitif ilimleri buna göre tasnif etmektedir.
A. Comte'a göre devamlı ilerleme halinde bulunan insanlık, zihnimizin tabiî bir icabı olarak önce olayları teolojik nedenlerle açıklamış, daha sonra metafizik nedenlere önem vermiştir. Pozitif çağda ise olayların ancak diğer olaylarla açıklanabileceği anlaşılmıştır. Comte'a göre şayet bunu başarmak mümkün olamazsa olaylar arasındaki zorunlu ilişkiler demek olan kanunları anlamaya ve hiç olmazsa olayları müşahadeye gayret etmek, fakat hiç bir zaman metafizik veya teolojik nedenlere başvurmamak lâzımdır.
İlimleri kronolojik sıraya göre tasnif eden Auguste Comte, her ilmin kendinden bir öncekinden yararlandığını savunmuştur. Ona göre en fazla genellik arzeden matematik, listenin başında yer almakta ve diğer ilimlere nazaran en az karmaşık (kompleks) bir nitelik taşımaktadır. Buna mukabil listenin sonunda bulunan sosyoloji (sosyal fizik) en fazla karmaşık ve en az genel nitelikleri ile dikkati çekmektedir.
Auguste Comre'un bu esaslara göre ilimleri tasnif edişi şöyledir: 1 – Matematik, 2 – Astronomi, 3 - Fizik, 4- Kimya, 5 - Biyoloji, 6 - Sosyal Fizik (sosyoloji).
Bu ilimlerin aynı mahiyette olduğunu ancak karmaşıklık ve genellik bakımından aralarında farklar bulunduğunu kabul eden Auguste Comte'a göre, insan zihninin tecrübeye dayanmaksızın kendiliğinden ulaşacağı sonuçların hiçbir objektif değeri bulunmamaktadır. Önceleri her türlü olayları metafizik veya teolojik sebeplere dayandıran insan zekâsı en basit ve en genel olanlardan başlamak suretiyle olayları müsbet ilimlerle açıklamaya başlamıştır, ilimlerin en sonuncusu olan sosyoloji de pozitif çağa intikal ettiği zaman insanın keşfedemeyeceği bir ilim, izah edemeyeceği bir olay kalmayacaktır. Böylece metafizik düşünme tarzı yerini müsbet düşünme tarzına bırakacak, müspet felsefenin temelleri atılmış olacaktır.
Comte'un ilimlerin tasnifinde psikolojiye yer vermeyişinin özel bir anlamı vardır. Bazı düşünürler Comre'un psikolojiyi müspet ilimlerin dışında tuttuğunu, zira metafizik kaidelerle ilgili bulunduğunu iddia etmişlerdir. Gerçekte ise Comte tıpkı diğer olaylar gibi psikolojik olayların da kendi kanunlarına tâbi olarak ortaya çıktığını, geliştiğini veya değiştiğini kabul etmektedir. Bu müspet anlamıyla psikolojinin eski ruhiyatla ilişkisi, «bugünkü kimyanın simya ilmine nisbeti» gibidir.
Auguste Comre'un pozitivist felsefesi mevcut ilimlerin bugün bütün olayları izah etmeğe muktedir olduğu iddiasında değildir. Bilâkis bugünkü ilimlerin henüz çocukluk çağında bulunduğunu kabul etmektedir. Manevî ilimlerin konusu bizatihî insanlar olduğundan bunları dış âlemin olayları kadar müşahede etmemize şimdilik imkân kalmamaktadır. Fakat insan zekâsı bir süre sonra bunların da kanunlarını keşfedecek ve o zaman manevî ilimlerin hepsi müspet ilim niteliğine kavuşacaktır.
Sosyal olayların Auguste Comte'un düşündüğünden daha kompleks olduğu zamanla anlaşılmıştır. Bununla beraber sosyal olaylarda tarihî metod'dan yararlanmanın gerekli olduğunu açıklaması çok ilgi çekicidir.
Auguste Comte kendisinden sonra yaşayan birçok düşünürü etkilemiştir. Sosyolojinin ünlü kişilerinden biri olan Durkheim'ın Auguste Comre'un metodolojisinden geniş ölçüde yararlandığına şüphe yoktur.
Almancası : Positivismus.
Fransızcası : positivisme.
İngilizcesi : Positivism.
(Bk; Auguste Comte, Komtizm).