i) Net Servet Vergisi: Buna genel servet vergisi de denir. Mükellefiyete tâbi olan, servetin sahibidir. Bu itibarla vergi şahsileştirilmekte, bundan dolayı da müterakki -artan oranlı- bir tarife ile uygulanabilmektedir. Net servet vergisi mükelleflerinin menkul, gayri, menkul, nakit ve alacak halindeki bütün varlık ve mevcutlarını kavramakta yalnız bundan, her türlü borçlar indirilmektedir. Zaten net denmesinin sebebi, mükellefin ve vergi mevzuunun pasifinde bulunan unsurların -ipotek, rehin, borç senedi vs.- tekabül ettiği değerin indirilmesidir. Net servet vergisi yıllık bir vergidir ve tarifesi umumiyetle mutedildir. Gerçekten, mevzuu ve matrahı servet olmakla beraber kaynağı gelirdir.
ii) Mülkiyet Vergisi: Net servet vergisinin aksine olarak mülk sahibini değil, mülkün kendisini hedef almaktadır. Bu itibarla objektif bir vergidir ve genellikle t ek oranlı, dolayısile mütenasip -düz oranlı- bir tarife ile uygulanmaktadır. Mülkiyet vergisi bir çok memleketlerde yalnız gayri menkuller hatta bunlardan sadece binalar üzerine konmakta, bazı memleketlerde ise bir kısım menkul değerleri de içine almaktadır.
iii) Arazi Vergisi: Mülkiyet vergisinin genellikle arazi ve binaları bir arada vergilendirmesine mukabil arazi vergisi sadece boş toprak parçalarını mükellefiyete tâbi tutmaktadır. Ancak mülkiyet vergisi objektif bir vergidir ve bu sebeple arazi sahibinin özelliklerini hesaba katmamaktadır. Tarifesi de bundan dolayı tek, yani matraha nazaran düz oranlıdır. Mülkiyet vergisinin araziyi de kapsadığı memleketlerde ayrıca bir arazi yergisi yoktur. Her iki vergide, devlet vergisi olmaktan çok mahallî idare vergisi olarak konmaktadır.
iv) Veraset ve intikal Vergisi: Birçok memleketlerde ve bu arada Türkiye'de bir kanun içinde yer almasına rağmen gerçekte burada iki vergi söz konusudur. Biri, ölen bir kimsenin bıraktığı halde diğeri, yaşayan kişiler arasında yapılan karşılıksız (ivazsız) transferlerden faydalananlara uygulanmaktadır.
Veraset Vergisi ya mirastan faydalananlara bakılmaksızın ölümle kalan servetin bütününe, yahut mirasçıların her birine ayrı ayrı konabilir. Birinci halde vergiye, mahiyetine daha uygun olarak Tereke Vergisi adı verilmektedir. Tereke Vergisi objektif bir vergidir ve bu sebeple şahsileştirilmemektedir. Vergi oranı da genellikle tektir, ikinci halde vergi, mirastan faydalananların her birini ayrı ayrı mükellefiyete tâbi tutmaktadır. Burada vergi sübjektif bir karakter almakta yâni mirastan faydalananın türlü özellikleri göz önünde bulundurulmaktadır. Buna uygun olarak tarife de müterakkidir. Ayrıca müterakkilik yalnız elde edilen mirasın büyüklüğüne göre değil, fakat onunla birlikte, mirasçının ölüye akrabalığının uzaklığına göre de artmaktadır. Türkiye'de veraset vergisi tarifesi, % 2 den başlayıp % 44'e kadar giden bir müterakki tarifeye göre uygulanmaktadır.
Veraset ve İntikal Vergisi de, diğer servet vergileri gibi, mevzuu servet olmakla beraber kaynağı gelir olan bir vergidir. Gerçi bu vergiyi, servet dağılımı farklarını azaltmak maksadile yüksek bir târife ile tatbik eden, dolayısiyle onu kıs men olsun
servetten ödeten memleketler vardır. Ancak, bu memleketlerin de tecrübesi göstermiştir ki böyle bir uygulamanın yarattığı zararlar, sağladığı faydalardan daha ağır basmakta, üstelik arzulanan âdil servet dağılımı da elde edilememektedir.
Günümüzdeki eğilim, bütün servet vergileri gibi veraset ve intikal vergilerinde de, mutedil tarifelerin kullanılmasıdır.
Almancası : Vermögenssteuer.
Fransızcası : impöt sur la fortune. prélévement sur la fortune.
İngilizcesi : tax on wealth, net wealth tax, property tax.
(Bk; sermaye vergisi, sermaye kazançları vergisi).