Kanunun birinci maddesine göre, «Türkiye ekonomisinin istikrar içinde gelişmesini teminen tarım, sanayi ve ulaştırma sahalarına yapılacak yatırımların finansmanında kullanılmak üzere bir Yatırımlar Finansman Fonu teşkil» edilecektir. Kanunun ikinci maddesinde ise, Yatırımlar Finansman Fonunun öz kaynağının tasarruf bonoları satış bedellerinden oluşacağı belirtilmiştir.
Uygulamada, kanunun birinci maddesinde zikredilen Yatırımlar Finansman Fonu diye bir fon kurulmamış ve tasarruf bonoları satışından elde edilen hasılat genel bütçeye aktarılmıştır. Genel bütçeye aktarılan bu gelir her hangi bir masrafa tahsis edilmemiş ve genel harcamaların finansmanında kullanılmıştır.
Tasarruf Bonosunun matrahını başlıca şu değerler teşkil etmektedir: Gelir Vergisi matrahları; Kurumlar Vergisi matrahları; gayrimenkullerin satış değeri: Veraset ve intikal Vergisi matrahları ve Milli Piyango ve bankaların nakit ikramiyeleri ile Spor Toto ikramiyeleri.
Kanunun dördüncü maddesinde Tasarruf Bonoları kesintisi yapmakla mükellef olan kimseler sayılmıştır. Buna göre kesinti yapmakla mükellef olan kişiler şunlardır: Köyler hariç olmak üzere âmme idare ve müesseseleri: ticaret şirketleri: iktisadi âmme müesseseleri; dernekler: tesis ve vakıflar: dernek, tesis ve vakıfların iktisadî işletmeleri; gerçek' gelirlerini beyan etmeğe mecbur olan tacirlerle, serbest meslek erbabı dır. Bu şahıslar, her ay yaptıkları kesinti ve tevdiatı, en geç o ayı takip eden ayın on beşinci gününe kadar bordrolarla birlikte fon hesabına yatırma zorundadırlar.
223 Sayılı kanuna göre 500 lirayı aşmayan ödemelerle, hizmet erbabına yapılan ve yılda 3600 lirayı aşmayan ödemeler ile gelir vergisi tevkifatı dışında kalan avanslar bono kesintisinden istisna edilmiştir. Bu istisna hadleri, 1962 ve 1967 yıllarında yükseltilmiş, düşük gelirli kimseler, bono kesintisinden istisna edilmiştir.
Bono kesinti oranı %3'tür. Yalnız, müteahhit istihkakları için %0.6 lık özel bir oran kabul edilmiştir
Bonolar, bunları ihdas eden 223 sayılı kanuna göre, piyasaya nâma yazılı olarak çıkartılır. Ancak, bunlar ihraçlarını takip eden yıldan itibaren beş yılsonunda hâmiline yazılı bono haline dönüşür ve piyasada hiç bir kayda tâbi olmaksızın alınıp satılabilir. Bononun faiz kuponları ise hamiline yazılı tahvil kuponu gibi muameleye tâbi olur.
Bonoların vâdesi 10 yıldır, ancak hazine her an erken ödeme yapabileceği gibi tatbikatta vâde 12 yıla da çıkmaktadır.
Bonoların faizi, %4 taban ile %7 tavan arasında olmak üzere Maliye Bakanlığınca tespit edilir. Tatbikatta genellikle %6 faiz haddi uygulanmaktadır. Bono faizleri her türlü vergi, resim ve harçtan müstesnadır.
Tâsarruf bonoları sistemi, Türkiye'de büyük tenkitlere uğramıştır. Tenkitlerin başlıca sebebi, bonoların piyasada çok düşük fiyatlarda satılması ve başlıca düşük gelirli kimseler için geniş mikyasda vergi haline gelmesidir.
1967 Yılında çıkanları 930 sayılı kanun, bir taraftan bono mükellefiyetinin muafiyet sınırlarını düşük gelirli kimseler lehine genişletirken, diğer taraftan bono alım satımını yasaklamış ve daha önceki alıcıları da %20-40 arasında vergiye tâbi tutmuştur.
Bu tedbirler, sistemin bir kısım mahzurlarını önlemiş, devletin bono ihracından doğan borcunu hayli azaltmış, fakat tenkitleri bertaraf etmemiştir. Bu sebeple, bütün mahzurlarına rağmen toplam tasarrufu arttırıcı bir niteliği olan Tasarruf Bonosu sistemi, aynı oranda (%3) bir vergiye -Malî Denge Vergisine- dönüştürülerek 1971'den itibaren kaldırılmıştır.
(Bk: devlet borçları, borçlanma şekilleri).