Yüklenirken Lütfen Bekleyiniz...

AZ GELİŞMİŞ ÜLKELER NEDİR?


Genellikle gelir seviyesi düşük memleketlere verilen addır. Nüfusunun büyük çoğunluğu geri bir teknikle tarımda çalışan ve adam başına reel gelir seviyesi düşük olan memleketler az gelişmiş ülkeler diye ifade edilir.

Gelişmiş ve az gelişmiş ülke ayırımı sadece günümüzün icadı değildir. Adam Smith'de ilkel topluluklar; F. List'de sanayi, tarım ve ticaretin dengeli olarak geliştiği memleketlere karşı tek bir üretim koluna (özellikle tarıma) dayalı topluluklar, ayni surette gelişmiş kapitalist ülkeler karşısında prekapitalist ülkeler deyimi, konunun farklı ifadelerle eskiden beri alındığını göstermeye yeterlidir. Bununla beraber, az gelişmiş ülkeler tabiri bilhassa İkinci Dünya Harbinden sonra biraz da politik mülahazalarla ele alınmış olan bir terimdir. Önceleri gelişmemiş toplumlar diye ifade edilen terim söz konusu ülkeler için fazla küçültücü görüldüğünden az gelişmiş ülkeler ve halen gelişme halindeki ülkeler olarak söylenmektedir. Bu ülkeleri gerçekten ilkel toplumlardan ayıran diğer bir özellik bunların süratle gelişme arzusu ve çabasında olmalarıdır.

Az gelişmiş ülkeler deyimi günümüzde büyük çoğunluğu ile Afrika toplumlarını, Japonya hariç Asya ülkelerini, Güney ve Güney-Doğu Avrupa'nın bir kısım bölgelerini kapsamaktadır. Bu derece yaygınlık karşısında az gelişmiş ülkelerin hepsini tekbir tipe ve kalıba uydurmak mümkün değildir. Ortak, yanları ile beraber derinlemesine bir çok farkları vardır. Düşük gelirli ülkelerden bir kısmı yakın tarihlerde tam sömürge statüsünden kurtulmuş memleketler niteliğindedir. Bir kısmı ise, bağımsız politik geleneği olan ülkelerdir. Tiplerin bukadar çeşitliliği karşısında, halkın yerleşmiş inançlarına ve gelişme engellerine göre seçilecek yollar apayrı yaklaşımları gerekli kılmaktadır.

Aradaki tarihi ve kültürel farklarla beraber, az gelişmiş ülkelerin ortak yanları aşağıdaki noktalarda özetlenebilir.

i) Adam başına yıllık reel gelir belli bir ortalamanın, genellikle 500 doların altındadır. Düşük gelirli bölgelerde yaşayan halkın pek çoğu 200 doların ve bazen 100 doların altında bir gelire sahiptirler. (Endonezya. Hindistan Pakistan v.s.).

ii) Gelir azlığı ile mütenasip olarak iç tasarrufların darlığı ve dolayısıyla yatırımlar için kaynak yetersizliği bu ülkelerin karşılaştıkları başka bir zorluktur.

iii) Hızlı nüfus çoğalışı (bilhassa doğum oranının yüksekliği sebebi ile) az gelişmiş ülkelerin pek çoğunda adam başına reel gelirin düşük kalmasının başlıca sebeplerindendir. Bu ülkelerde yıllık nüfus artış oranı % 2 nin üstündedir.

iv) Hızlı nüfus artışı karşısında yıllık reel hasılayı sür'atle artırmada en büyük engel, üretim faktörleri prodüktivitesinin düşük bir seviyede karar kılmasıdır. Geri yaşama standardı ile mütenasip olarak okur-yazarlık oranının düşüklüğü bir yandan, kaynak (sermaye) eksikliği ve öylece faktör bileşiminin yetersizliği diğer yandan söz konusu ülkelerde prodüktivitenin inat ve ısrarla düşük bir seviyede kalmasının başlıca sebepleridir.

v) Üretim çoğunluğu tarım temeline dayalıdır. Tarımda nüfus fazlası ve ondan dolayı yaygın ölçüde bünyevi işsizlik ve gizli işsizlik az gelişmiş ülkelerin temel hastalıkları arasındadır.

vi) Tek yanlı olarak tarıma bağlılık neticesinde üretimin ham madde niteliğinde olan az sayıda mallara münhasır kalışı, bu malların talep elastikliğinin zayıflığı milletlerarası mübadelelerde dış ticaret hadlarının hemen daima az gelişmiş ülkeler için olumsuz yönde şekillenmesine sebep olmaktadır.

Almancası : unterentwickelte Länder. (Entwicklungsländer).
Fransızcası : pays sous - développés, (pays en voie de développement).
İngilizcesi : uhderdeveloped countries (developing countries).