Temel esasları az önce anılan Anayasa’nın 127. maddesinde düzenlenen mahalli idareler, il, belediye veya köy halkının mahalli mahiyette ortak-medeni ihtiyaçlarını karşılamak üzere kurulan ve yerinden yönetim ilkesi uyarınca yönetilen kamu tüzel kişileridir. Teşkilat olarak II Özel idaresi, Belediye ve Köy'den ibaret bulunan mahalli idare kuruluşlarının II Genel Meclisi, Belediye Meclisi. Köy İhtiyar Meclisi adını taşıyan genel karar organları ile Belediye Başkam ve Köy Muhtarı, serbest, eşit, gizli, tek dereceli genel oy açık sayım ve döküm esaslarına göre Yüksek Seçim Kurulu'nun yönetim, gözetim ve denetimi altında yapılan seçimle, mahalli halk tarafından seçilip göreve getirilir. Bu organların seçildikten sonra görevlerine ancak Danıştay tarafından alınacak kararla son verilmesi usulünün de kabulüyle, mahalli idareler, kendi bölgesel hizmet alanlarında muhtar biçimde faaliyet gösteren kamu kuruluşları olmuştur. Ancak, bu muhtariyet, bağımsızlık gibi bir anlam taşımamaktadır. Devletin, yani Merkez İdare'nin, bu üç özerk yerinden yönetim kuruluşu üzerinde haiz olduğu idari vesayet yetkisi yoluyla teknik ve idari bir denetim icra edilmektedir. Böylece, mahalli idarelerin yetki ve faaliyetleri, merkezi bir otorite tarafından kontrol suretiyle kayıtlanırken, aynı zamanda ülkeye yayılmış bu idareler arasında uygulamada birlik, beraberlik ve ahenk sağlanmak imkanı bulunmaktadır.
Hukuki yapısının ana hatları yukarda belirtilen mahalli idareler, kağıt üzerindeki görünümlerine rağmen, uygulamada, son derecede ciddi sorunlar, hatta bunalımlar içinde ve de kendilerine düşen “mahalli ortak - medeni ihtiyaçları" yeterli biçimde karşılamak, kamu hizmetlerini görmek olanaklarından yoksun kamu kuruluşları manzarası arzetmektedir.
Uzun bir cümleyle açıklayalım ki: Bir taraftan il Özel idarelerinin görevlerinin hemen hepsi (bilhassa eğitim, sağlık, bayındırlık ve tarım alanındakiler) birbirini tutmayan kanunlarla devlete, yani Bakanlıklara ve öteki kamu kurumlarına geçerken; kendi gelirleriyle cari giderlerini bile karşılıyamayacak hale gelirken, kısacası, bu gün için varlık sebebi tartışılan yetersiz, sun'i ve zorlama bir mahalli idare birimi durumuna inerken;
Diğer taraftan, köylerin bu güne kadar kırk yılı aşkın süredir salmaya ve köy hizmetleri için parasız iş mükellefiyeti demek olan imeceye bağlılıktan kurtulamamaları yüzünden, su, sulama, okul, yol, elektrik, sağlık işlerinde devlet ya köylere yardım etmek veya bu hizmetleri doğrudan doğruya yapmak zorunda kalırken;
Nihayet, diğer yandan, ikinci Dünya Savaşından sonra giderek hızlanan şehirleşme hareketleriyle -aşama aşama- kasabalar ve şehirlerin nüfusunun hızla çoğalmasıyla, belediyeler eliyle görülecek ve mahalli-ortak-medeni ihtiyaçları karşılıyacak kamu hizmetlerinin hem çeşidi, hem hacmi, hem de mali portesi artarken; buna karşılık belediye gelirlerinde aynı yükselme, personelinde aynı gelişme gerçekleşmezken; ayrıca, her derecedeki şehirleşme, daha doğrusu şehirlere göç hareketi, sosyal yapıda, geleneksel ilişkiler ve işletmeler yönünden büyük etkiler yapar, belediyelerin görev ve çalışmalarına da yansıyan gayet ciddi sorunlar yaratırken; Mahalli idarelerden etkin ve yeterli bir hizmet beklemek gerçekçi bir düşünüş teşkil etmez. Anayasanın 127 ıncı maddesinin emri, yani mahalli, idarelere görevleriyle orantılı gelir kaynakları saklanması yerine getirilmedikçe, bazı hizmetleri devlet yüklenmedikçe, personelin niteliği geliştirilmedikçe, ve bittabi bu İdarelerin organlarının ve personelinin seçimi ve çalışmasındaki gereksiz, daha doğrusu yarar yerine sakınca doğuran siyasi unsurlar bertaraf edilmedikçe, bu üç İdareden, gittikçe artan, büyüyen ve karmaşıklaşan mahalli, ortak, medeni sorunlarla ihtiyaçlara yeterli çözümler ve cevaplar beklememek daha isabetli olur.
Bu arada, Türk Hukukunda, mahalli idarenin karma bir tipine de yer verilmiştir. Belediyeler, köyler ve il özel idarelerinin veya her birinin kendi aralarında kurdukları “Mahalli idare Birlikleri”, bunlara ait hizmetlerden bir ya da bir kaçının, ortak tesisat ve yönetim ile birlikte yürütülüp görülmesi amacıyla ve yaptıkları bir “Esas Nizamname” ile ortaya çıkar. Birliklerin, kendisini oluşturan mahalli idarelerden ayrı ve müstakil bir tüzel kişiliği, organları ve gelirleri vardır. Birlikler, daimi olabileceği gibi, belli bir süre için geçici şekilde de kurulabilir. Ve, özellikle bir mahalli idare ünitesinin -mesela bir belediyenin- bölgesel sınırlarını aşan, birden çoğunu ilgilendiren geniş kapsamlı belli bir veya birkaç hizmetin koordine şekilde birlikte görülmesini sağlaması itibariyle. Birlikler, teşviki gereken mahalli idare üniteleri olmaktadır.
Almancası : Kommunalverwaltung.
Fransızcası : administration locale, administration régionale.
İngilizcesi : local government.