MALİYE NEDİR? Yazdır
Devletin fonksiyonlarını, bu fonksiyonları görebilmek için gerekli gelirlerin sağlanmasını ve sağlanan gelirlerin kullanılmasını inceleyen bilim dalıdır. Bu inceleme yapılırken dayanılan esaslar ve kullanılan teorik araçlar iktisat ilminin prensipleridir. Dolayısile maliyeyi, “iktisat biliminin devletin faaliyetleriyle ilgili kısmıdır.” diye tanımlamak da mümkündür. Maliye, devletin doğuşundan beri daha doğrusu insanların bir toplum olarak teşkilatlanmalarından itibaren vardır. Zira bu teşkilatlanmadan itibaren toplumun ihtiyaçları vardır ve devlet bu ihtiyaçları karşılamak için gerekli fonksiyonları yapmak mecburiyetinde kalır. Toplum ihtiyaçlarının, dolayısile devlet fonksiyonlarının, kabul edilen siyasi - iktisadi sisteme tabi olarak az veya çok olması, meselenin mahiyetini etkilemez. Siyasi - iktisadi sistem farkı sadece, maliyenin alanını etkilemekte sınırlarının dar veya geniş olmasına sebep olmaktadır.
Maliye devlet ile fertler arasında iki yönlü bir fon akımına sebebiyet vermektedir. Birincisinde akım, devletin gelir toplaması ve başlıca vergi alması dolayısile fertlerden devlete doğru olmakta, ikincisinde devletin masraf yapması neticesinde devletten fertlere doğru gerçekleşmektedir. Fon akımı çağımızda esas itibarile para yolu ile yani nakdi olarak vuku bulmakta, zira çağımız ekonomisi para ekonomisi halinde işlemektedir. Ancak, devletin gerek masraf yapması, gerek ve bilhassa gelir toplaması her zaman para aracile olmamış, bazen "ayni" değerlerin transferi şeklinde de gerçekleşmiştir. Şu var ki, para ekonomisine girildikçe, mali faaliyet içinde ayni değerlerin rolü gittikçe azalmış ve çağımızda hemen hemen ortadan kalkmıştır. Yani günümüzde toplumların da, defletin de paradan başka bir araçla gelir sağlaması, para yerine mal alması ve/veya angarya ile iş gördürmesi ve hele, elde etmek zorunda olduğu üretim faktörleri için paradan başka bir ödeme aracı kullanması çok geri toplumlar hariç hemen hemen hiç sözkonusu değildir.
Mali faaliyet sadece merkezi devlet tarafından değil, değişik seviyelerde mahalli idareler dediğimiz siyasi - idari diğer kuruluşlar ve devletin iktisadi işlerle görevlendirilmiş kuruluşları tarafından da görülmektedir. Bütün bunlar gelir toplamakta ve çeşitli ihtiyaçların tatmini için harcamalar yapmaktadırlar. Türkiye'deki devlet yapısı veri olarak kabul edildiği takdirde, merkezi devlet dışında mali faaliyet ajanı olarak il özel idareleri, belediyeler, köyler ve çok önemli kuruluşlar olarak iktisadi devlet kuruluşları gösterilebilir.
Ondan sonra da maliye, iktisat teorisi ve iktisadi tahlil metodlarile bir arada gelişmiş, daha doğrusu iktisadın bir kısmı olarak incelene gelmiştir.
Mali olayların incelenmesine On Altıncı ve On Yedinci Yüzyıllarda başlanmıştır. Fakat bu incelemeler bilimsel temellere oturtulamamıştır. Daha sonra On Sekizinci ve On Dokuzuncu Yüzyıllarda maliye konuları daha sağlam bir şekilde tahlil edilebilmiştir. Gerek Fizyokratlar, gerek klasik iktisatçılar mali olayları iktisat konuları arasında incelemişlerdir. Fizyokratlar tek üretken sektör olarak tarımı gördüklerinden, devletin de gelirlerini tarımdan alınacak tek bir vergi ile sağlaması gerektiğini ileri sürmüşlerdir. On Dokuzuncu Yüzyıl sonu ile Yirminci Yüzyıl başlarında mali olayların iktisat dışındaki bilimlerle olan ilişkisine önem veren yazarlar da çıkmıştır. Gerçekten de maliyenin özellikle hukuk bilimiyle sıkı bağları vardır. Vergi hukuku ve bütçe hukuku da maliyenin önemli konularındandır.
Maliyenin önemi, devletin ekonomi içindeki yerinin gelişmesine paralel olarak artmıştır. 1929 krizinden sonra müdahaleci görüşler kuvvet kazanmıştır. Klasiklerin devlet müdahalesinin asgari seviyede olması gerektiği şeklindeki görüşü terkedilmiş ve bilhassa ikinci Dünya Savaşından sonra, gelişmiş ülkelerde istikrar ve tam istihdam sorunlarının, az gelişmiş ülkelerde de gelişme sorunlarının çözümünde devletin büyük bir aktif rol alması gerektiği kabul edilmiştir. Böylece maliyenin konuları da Yirminci Yüzyıl başına nisbetle oldukça genişlemiştir.
Maliyenin konusu olan kamu kesiminin faaliyetleri ve yapısı özel kesimden oldukça farklıdır. Kamu kesimi genellikle ya pazarlanamayan veya pazarlanması uygun görülmeyen toplumsal mal ve hizmetleri üretir. Bunun için kamu kesiminde kaynak dağılımını tek başına fiyat mekanizmasının ayarlamasına imkan yoktur. Kamu kesiminde pazarlanabilen mal ve hizmetler de üretilebilir; mesela bizde iktisadi Devlet Kuruluşları genellikle bu nevi mal ve hizmetler üretmektedirler. Ancak, bu durumda dahi çoğu zaman kar maksimizasyonu tek amaç olmaz; sosyal ve iktisadi amaçlara da yer, hatta bazan ağırlık verilmektedir.
Çağımızda kamu kesimi faaliyetlerinin gelir bölüşümü, kaynak dağılımı, toplam talep, fiyatlar genel seviyesi, tasarruf ve yatırım hacmi üzerindeki etkilerine büyük önem verilmektedir.
Bugün maliyenin en önemli meseleleri kamu harcamaları, devlet borçları, bütçe, vergi teorisi ve vergi hukuku, maliye politikası konuları altında incelenmektedir.
Almancası : Finanzwissenschaft.
Fransızcası : science des finances publiques. finances publiques.
İngilizcesi : public finance.
(Bk; maliye politikası).