Yüklenirken Lütfen Bekleyiniz...

WALRAS (Leon-Marie-Esprit) NEDİR?


16 Aralık 1834 de Evreux de doğmuş 1910 da İsviçre'de ölmüş bir Fransız iktisatçısıdır.

Walras, iktisatçı olan babası gibi, iktisadî meselelerle meşgul olmuş, iktisat literatüründe Lausanne Ekolü adı ile anılan, akımı kurmuştur.

Walras'ın hayatını dört devrede incelemek mümkündür. 1871 e kadar iktisat eğitimi görmüş, 1871-1892 yılları arasında hocalık yapmıştır. 1892-1904, iktisadî ve sosyal problemler üzerine eğildiği dönemdir. 1904 yılından, sonra kendi deyimiyle, yarı emekli bir hayat yaşamıştır.

Walras, Lozan Ekolünün kurucusu ve matematiğin iktisat ilmine uygulayıcısı olarak tanınması yanında, denge kavramını etraflı bir şekilde izah etmesi ile de dikkati çekmektedir. Ünlü iktisatçı Edgeworth. «Denge Kanununun» Walras tarafından formüle edildiğini belirtmiştir.

Walras'ın denge izahı, stasyoner bir durumun genişliğine araştırılmasında değil, bir sistemi her an ideal bir denge durumuna doğru yönelten güçlerin tespitine dayanır. Pür dedüktif metod ve matematiksel formül Walras'a büyük bir ilmî değer kazandırmıştır. Ancak bu. mal piyasasındaki fiyatlar ile hizmet piyasasındaki fiyatlar arasında mevcut denge bakımından geçerlidir. Fakat sermaye piyasası bakımından pek açık değildir.

Walras, iktisat ilmini üçe ayırmaktadır: Pür iktisat, sosyal iktisat, tatbiki iktisat.

Pür iktisat, ihtiyaçların maksimum tatmininin serbest rekabetle gerçekleştiğini, fiyatların efektif arz ve talebe göre tayin edildiğini belirtir.

Walras, ancak, arz talep ve fiyatlardaki değişmeler dikkate alındığı zaman iktisat ilminden bahsedilebileceğini söylemiştir.

Walras, kıymeti iki unsura dayandırmaktadır:

Birincisi nedret, ikincisi giderilen son ihtiyacın şiddetidir.

Nadirtik kavramı ve faydalı olma, sosyal servetin kaynağını teşkil eder. Zira bir mal ancak faydalı ve miktarı sınırlı olduğu' takdirde sosyal servetin bir parçası olarak kabul edilir. Faydalı olduğu halde; tabiatta bol miktarda bulunan mallar (hava) sosyal servet sayılmazlar.

Walras'ın analizi, bütün iktisadî hayatı kapsadığından, genel denge ile karşılıklı bağlılığı dikkate aldığından ve izah tarzı açık olduğundan önem taşımaktadır.

Lozan Ekolü'ne göre gerçekleşmiş denge varsayımı onların dedüksiyonları bakımından zaruridir. Genel Denge, serbest rekabet rejiminde, bizzat faktörlerin üretime yöneldiği, reel değil, ideal bir durumdur. İdeal durum, gerçekleşmiş farz edilmekte ve reel duruma varabilmek için, gerçekleşmiş ideal durumdan hareket edilmektedir.

Genel denge izahında kullanılan karşılıklı bağlılık kavramının önemi büyüktür. Birbirine bağlı olmayan elemanların dengeye varabilmeleri şüphesiz güçtür. Bu bakımdan, Walras'ın analizini anlayabilmek için önce piyasalar arası karşılıklı bağlılığı tetkik etmek gerekir.

Piyasa çeşitleri ikiye ayrılır :

—   Hizmetler piyasası (yani üretim faktörleri piyasası).

—   Mal piyasası (yani tüketim malları piyasası).

Walras, hizmetler piyasasını da üçe ayırır: Toprak, emek ve sermaye. Bu hizmetlerin gelirleri ise; sırası ile, rant, ücret ve kâr (profil)dır. Bunların dışında bir de müteşebbis vardır. Müteşebbisin rolü toprak, ekmek ve sermayeyi, tarım, sanayi ve ticaret sektörlerinde birleştirmektir. Böylece Walras ve Pareto piyasa ekonomisinde piyasalar arasındaki ilişkiyi ve dengeyi sağlayan müteşebbislerin rolüne dikkati çekmişlerdir.

Hizmetler piyasasında (üretim faktörleri piyasasında), toprak sahipleri, işçiler ve sermayedarlar satıcı, müteşebbis ise alıcı durumundadır. Şayet belirli bir mübadele fiyatında, efektif talep miktarı, efektif arz miktarından fazlaysa, müteşebbis fiyatı yükseltir. Aksi durumda, fiyatı düşürür. O halde cari fiyat, efektif talep ile efektif arzı eşit kılan fiyattır.

İkinci piyasa mal piyasasıdır. Burada müteşebbis satıcı, toprak sahipleri, işçiler ve sermayedarlar alıcı durumundadır. Efektif arz, efektif talebi aştığı takdirde, müteşebbis fiyatı düşürür. Arz yetersizliği halinde de fiyatı yükseltir. Carî fiyat yine taleple arzı eşit kılan fiyattır.

Karşılıklı bağlılık ve denge izahlarında temel olarak arz ve talep kanunlarını ele almıştır, iki piyasanın birbirine sıkı sıkıya bağlılığını temin eden, serbest rekabet şartları ve mekanizmasıdır. Paranın, mübadele hacmini genişlettiği ve kolaylaştırdığı bir gerçektir. Fakat, para iki piyasanın karşılıklı bağlılığını sağlayan çok önemli bir unsur mudur? Paranın mevcut olmadığı bir ekonomide (meselâ trampa ekonomisinde) piyasaların bağlılığı bahis konusu edilemeyecek midir? Bir monopol piyasasında veya kollektivist ekonomide (her ikisinde de serbest rekabet piyasa şartları yoktur), piyasalar arasındaki bağlılık ortadan kalkacak mıdır? Bu soruların izahını Walras'ın analizinde bulmak mümkün değildir.

Walras denge şartlarını ikiye ayırarak incelemektedir.

—   Mübadele denge şartları.

—   Üretim denge şartları.

Mübadele denge şartlarından maksat, hizmetler arz ve talebi ile mal arz ve talebinin her iki piyasada ayrı ayrı eşit olmasıdır. Mal piyasasındaki (yani üretim denge şartı) denge şartı ise mal satış fiyatı ile maliyet fiyatının eşitliğidir. Bunun dışındaki durumlarda, ancak etkenlerin tesiri ile dengeye dönülecektir. Şöyle ki :

Eğer malın satış fiyatı maliyetin üstünde ise bazı teşebbüsler kâr sağlayacaklardır. Kâr ise, üretim miktarının artırılmasını teşvik edecektir. Üretim artışının da iki yönlü tesiri olacaktır.

Bir taraftan, üretim faktörlerine olan talep artacak yani bunların fiyatları yükselecek, bu da maliyetleri artıracaktır diğer taraftan, mal arzının çoğalması sebebiyle satış fiyatları düşecektir. Böylece, iki yönlü tesir sayesinde maliyetle satış fiyatı arasındaki fark kapanmış olacaktır. Bu izah. klâsik teoriye (yani serbest rekabet şartlarına, fiyatların maliyetlere eşit olmasına) dayanır.

Walras fiyatlar ile üretim arasındaki ilişkiyi şöyle ifade etmektedir: «O halde şu hükmü kabul edebiliriz: Malın satış fiyatı ile maliyet fiyatının eşit kılınması iki duruma bağlıdır. Birincisi, satış fiyatı maliyet fiyatının üzerinde ise mal miktarının artırılmasına, ikincisi maliyet fiyatının satış fiyatından yüksek olması halinde de, mal miktarının azaltılmasına bağlıdır. Bundan şu sonuca varılabilir, üretim maliyetleri, mal miktarını tayin etmektedir. Yoksa fiyatları değil».

Walras mal paranın kıymetini şu şekilde açıklamaktadır:

Mübadele ve istihsal alanında, serbest rekabet mekanizması, üç fonksiyon farz etmektedir:

  1. Numerer fonksiyon: ister mal piyasası, ister hizmetler piyasası olsun, bir malın fiyatı, diğer malların fiyatı ile veya diğer malların kıymeti ile belirlenir. Sonra genel dengeye varmak maksadıyla, talep arzdan fazla veya az olunca bu fiyatları yükseltmek veya indirmek gerekir. Bu durumda, bu mal numerer vazifesi görmüş olmaktadır.
  2. Tedavül fonksiyonu: Yani hizmetler piyasasında toprak sahipleri, işçiler ve kapitalistlerin, müteşebbislere sattıkları toprak (kullanma), emek ve sermaye ile mübadele edilen bir maldır.

3.   Tasarruf fonksiyonu : Kapitalistlerin, tüketimden arta kalan gelirlerinin, sabit sermaye veya değişir sermaye şeklinde ödünç olarak verdikleri bir maldır.

Walras bir mal (altın, gümüş, şarap, tütün) para vazifesi görmek için kullanılmaya başlanınca malın toplam miktarı iki kısma ayrılır, demektedir. Birincisi, tüketime giden mal kısmı, diğeri mübadele veya tasarruf ve kredi aracı rolü oynayan para kısmı. Böylece malın azalan miktarı yüzünden nadirliği artar ve diğer mallara oranla değeri orantılı olarak yükselir. Diğer bir ifadeyle öbür malların kıymeti, ona oranla azalır.

Toprak sahipleri, işçiler, kapitalistler veya müteşebbisler, belli bir dönemde altına, gümüşe, şarap veya tütüne (para şekli ile) sahip olmak istediklerinde, bu malların (para olarak) miktarı değil, fakat onunla satın alınmak istenen mal ve hizmetlerin miktarı ile ilgileneceklerdir. Diğer bir ifadeyle, paraya olan ihtiyaç, bu para ile satın alınabilecek mallara duyulan ihtiyaçtan başka birşey değildir.

Walras, para talebi üzerine dikkati çektiği hal de, bunu yeteri derecede açıklayamamıştır. Düşünüşü, paraya olan talebin, mallara olan indirekt talepten başka birşey olmadığı noktasına saplanmıştır. Bu bakımdan Walras'ın para talebi konusundaki izahlarını kabul etmek zordur. Zira para bizatihi talep edilmemekte ancak diğer mallara olan talebi yansıtmaktadır.

Walras para talebini, analizine katmasına rağmen para değerini izahta «Miktar Teoricisi» durumunda kalmıştır. Para miktarı ile fiyatlar arasındaki ilişkiyi rijit bir şekilde ifade etmiştir. Bunun nedenini, reel sektör moneter sektör ayırımına sadık kalmasında ve arzulanan ankesin sadece muamelât saikine bağlı olduğunu düşünmesinde aramak gerekir.

(Bk: Pareto, Pantaleoni, genel denge).